06 Şubat 2017, Pazartesi
Çetin ÖZBEY
Çetin ÖZBEY [email protected]

105 Senelik Sektör Ve 34 Yaşındaki Kanun

Bu gün 2017 Şubat ayının ilk haftası.  Ülkemizde Sivil Havacılık faaliyetleri 104 yıl önce başlamış. Türkiye'de sivil havacılık çalışmaları ilk olarak 1912 yılında bugünkü İstanbul Atatürk Havalimanı yakınındaki Sefaköy'de tesis olarak iki hangar ve küçük bir meydanda başlamıştı. Daha sonra Türk Hava Kurumu adını alacak olan Türk Tayyare Cemiyeti'nin kurulmasıyla Türk havacılığının kurumsal temelleri atılmıştı. 1933 yılında kurulan Havayolları Devlet İşletme İdare ) ise daha sonra Türk Hava Yolları ismini almıştı. İlk seferler 28 koltuklu beş küçük uçakla, Ankara-Eskişehir arasında yapılıyordu. 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanununun TBMM’ nce 1983 yılında onaylanmış.. Bundan 33 yıl önceki kanunla yönetiliyor Sivil Havacılık faaliyetlerimiz Bu kanun her ne kadar 80 yıllarda hazırlanmış ise de esası 1929 tarihinde düzenlenen ve Türkiye Cumhuriyetince 1977 yılında onaylanan Varşova Konvansiyonu ve yine ülkemizin 1945 tarihinde kabul ettiği Chicago Konvansiyonundaki hükümler esas alınarak düzenlenmiş. Geri kalmış, eski, vb.. kelimelerle durumu ifade edebilmek mümkün değil.

1929 tarihli Varşova konvansiyonu ve onu tadil eden 1955 tarihli Lahey Protokolü birleşik metnini esas alarak oluşturulan bu 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunun  özellikle 1999 Montreal Konvansiyonun artık ülkemiz iç mevzuatına dâhil olmasından sonra yeniden gözden geçirilmeye ve günümüzün gelişen havacılık ihtiyaçlarına yeter duruma gelmek zorundadır.” Bu hukukçu arkadaşımız Lale Kaplan hanımımın görüşü. Katılmamak elde değil.

İnternette hayli dolaştım. Merakım bu kanunun çıktığı 1983 yılında Türk Sivil Havacılığı ne durumdaydı? Kaç uçağımız vardı, kaç yolcu taşımıştık, faal kaç havalimanımız vardı vb. Maalesef bulmam mümkün olmadı. 1983 yılının Devlet Hava Meydanları İşletmesi faaliyet raporunda tüm bu bilgilerin kayıtlı olduğu mutlak. Ama o senelere ilişkin raporlar internette yok maalesef. O seneye ait bulabildiğim tek kayıt Türk Hava Yollarınca hazırlanan bir kitapta var. O da belirtilen senelerdeki kendi faaliyetlerini rakamlara dökmüş.1983 yılını bu noktadan hareketle 2015 ila kıyas etmek konuya bu zaviyeden de yaklaşmak mümkün. . Zira Sivil  Havacılığının toplam büyüme oranı içinde en büyük pay Havalimanı adetlerindeki değişiklikler dışında yine Türk Hava Yollarına ait.

Lahey protokolü, Varşova Konvansiyonu bir tarafa yukarıdaki tabloya bakınca en büyük havayolumuzun 1983’ den 2015 sonuna kadar geçen 32 senede ne kadar büyüdüğünü görmek için basit bir hesap yapmak yeterli.

Nu arada 2015 yılının çalışan sayısının doğruyu göstermediğini ifade etmek isterim. THY uçağa verilen bazı hizmetleri iştiraki veya tüm hissesi kendisine ait olan şirketlerden alıyor. Örneğin: teknik vb. Çalışan sayısının bu yan kuruluşlarda birlikte değerlendirmesi halinde bu sayının ikiye katladığını Türk Hava Yollarının resmi kayıtlarında  görebilmek mümkün.

Bu arada kanunda bir değişiklik olmadığına göre bu durumdan Sivil Havacılığımızın bahis konusu kanuna ilaveten gerek görülen hallerde çıkartılan yönetmelik ve yönergelerle yönetildiği sonucunu çıkartmak yanlış olmayacaktır.

1983 YILI VE SONRASINDA NELER OLDU? :Sivil Havacılık sektörümüz 14.10.1983 tarihinde kabul edilen 2920 sayılı Sivil Havacılık Kanununun yürürlüğe girmesini takiben özellikle 1985 yılının ikinci yarısı takiben hissedilir bir gelişme kaydetmiştir. Bu dönemde Türk Hava Yollarının filosunu geliştirmeye başladığı, hizmet standartlarını yükseltme çalışmalarına ağırlık verdiği ve yurtiçi uçuşlarla birlikte ekonomik açıdan daha avantajlı olduğu görülen dış hat uçuşlarına yöneldiği görülmüştür. 2920 sayılı Sivil Havacılık kanununun hükümleri paralelinde ülkede özel havayolu şirketlerinin de kurulmasına ve faaliyet göstermesine bu yıllarda izin verilmiştir. Aynı dönemde özel sektör havayollarının sayılarında, filo kapasitelerinde ve sektörden aldıkları payda önemli artışların meydana geldiği görülmüştür. Ancak, işletme sermayesi sıkıntısı, nispeten yaşlı uçaklarla operasyon yapma durumunun yarattığı dezavantaj, bakım-onarım ve diğer alt yapı imkanlarının yetersizliği ve sivil havacılık faaliyetlerinin her kalifiye personel temininde karşılaşılan güçlükler, sektörün devlet yönetimi tarafından yeterince desteklenmemesi gibi sorunlarla karşılaşan özel havayollarının bir kısmı iflas ederek sektördeki faaliyetlerine son vermişlerdir. Havaalanı yatırımlarının 80’li yılların sonunda ve 90’lı yılların başında yeni konvansiyonel havaalanı yapımından daha ziyade mevcutların standartlarının geliştirilmesi üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Bu arada hava trafik kontrol, haberleşme, 26 seyrüsefer hizmetleri, yer hizmetleri gruplarının hizmet kalitesini ve güvenirliğini arttırmaya yönelik yatırımlar sürdürülmüştür. Bu arada askeri havaalanlarının sivil hava ulaşımına da açılması için Genel Kurmay Başkanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı arasında 19 Kasım 1986 tarihinde bir protokol imzalanmıştır vb.1990 yılı sonrasında atılan adımların kayıtları mevcut.

Evet; Sivil Havacılık sektörünün seneleri böyle geçti. Sektörümüz 1983 yılından bu güne kadar çok büyük mesafe kaydetti. Sivil havacılık konusunda birçok ülkeyi geride bıraktığımız da bir hakikat. Şimdi daha ileri bakıp bizi geride bırakanlara yetişmek gerek.

Oturup. saf saf araştırdım. Hadi ben atladım. Böyle bir çalışmayı APH nasıl atlar diye düşündüm? Ben sektörden ayrıldıktan sonra Ulaştırma Ana Planının yapılmış olabileceğine inanmak istiyordum. 2000 yılında konunun canlandığını ve çalışmalar yapıldığını anımsar gibiydim.

İnternette bir bilgiye rastladım. 2016 yılında halen Ulaştırma Ana Planımızın ön hazırlığı yapılıyormuş.

Bu konu ile ilgili diğer bir yazıdaki paragraf aşağıda. “Ülkemizde maliyet erişilebilirlik, trafik güvenliği, çevresel etki gibi önemli hususlar dikkate alınarak hazırlanmış bir ulaşım ana planı bulunmamaktadır. Hazırlanmış tek plan olan 1983-1993 yıllarını kapsayan Ulaştırma Ana Planı ise kağıt üzerinde kalmış ve hayata geçirilmemiştir. Üstelik beş yıllık kalkınma planlarında öngörülen ulaştırma hedef ve politikaları da dikkate alınmamış, bunu yerine yıllık ve politik ağırlıklı programların uygulanması yoluna gidilmiştir. Sonuç olarak, ülkemizde mevcut işleyen bir ulaştırma ana planı ve bunun her bir alt sektörüne ilişkin ana planların olmayışı sektörü en başta plansızlığa, eşgüdüm eksikliğine, bütçe disiplinsizliğine, yasal çerçevenin yetersizliğine ve de sağlıklı bilgi eksikliğine maruz bırakmaktadır. Bu sorunun bir an önce giderilmesi,  tüm dünyaya entegre olunmasını ve Türk Sivil Havacılığının gelişmesini sağlayacaktır.

Sonuç olarak;  Sivil Havacılık yasasının destekleyeceği bir ulaştırma ana planının bile olmaması hayret verici.

Bu 34 senenin son 15 yılında aynı siyasi kuruluş iktidarda. Tabii ki 15 yılın öncesi de var. Geçmiş bir yirmi yıl daha var. Sivil Havacılık Kanunu neden yeniden yapılandırılmadı? Şu anda neden yapılamıyor? Anlayabilmek mümkün değil. Şu kadar büyüdük, bu kadar yol aldık.  Dünya havayollarının büyüme ortalamasının bilmem kaç misli büyüdük.  Bunlar kısmen doğru zira mantığın ve ticaret kurallarının koyduğu  “yavaşla”  ikaz panosunun üzerinden atlayıp geçti büyük havayolumuz. Şimdi onun sıkıntısını çekiyor.  35 sene önceki yasa koyucuların çok ileri görüşlü olduklarını söylemek ve bu nedenle kanunu yenilemedik türü bir mazeret ne kadar ciddi olur bilemem.(?)

Evet; 2920 sayılı kanunun amaç maddesi ne diyor? “Bu Kanunun amacı; devamlı ve hızlı bir gelişme gösteren, ileri teknolojinin uygulandığı, sürat ve emniyet faktörlerinin büyük önem taşıdığı sivil havacılık sahasındaki faaliyetlerin ulusal çıkarlarımız ve uluslararası ilişkilerimize uygun bir şekilde düzenlenmesini sağlamaktır” diyor.  Hadi öncekiler yapmadı. Kimse de sormadı. Sorması gereken tabii ki bu iktidardı. Ha, bu arada söylemeyi unuttum. Arada bir değiştireceğiz,  komisyon kurduk çalışıyoruz vb. sakız çiğnendi durdu. Peki; 15 senedir tek başına iktidarda olup sektörü uluslararası standartların üzerinde büyüttüklerini söyleyerek bununla övünenlere de bir sormak gerek.  Acaba, o gün bu gün ülkenin ulusal çıkarları ve uluslararası ilişkilerinde hiç bir değişiklik olmadı mı? Türkiye’nin söz konusu kanunun amaç maddesinde belirtilen konulardaki bu günkü durumu 35 sene önceki gibi mi? Evet demek, eskileri methetmek olur. Bu da 1983 yılında Sivil Havacılık Kanunumuzun (sektörün bu denli büyümesine rağmen ) 35 sene sonraki ihtiyaçlara cevap verecek düzeyde yapıldığının itirafı sayılır. Başka bir deyişle çalışmanın çok doğru ve büyük bir ileri görüşlülükle yapıldığının kabulü anlamına gelir. Hayır demek ise yapılması gerekeni yapmadık demek olur. Buyurunuz. Tercih sizin.

105 Senelik Sektör Ve 34 Yaşındaki Kanun

Yorumlar

İlker ~ 7 yıl önce
Havalimanları yapılırken dikkat edilmesi gereken en önemli şey Master Planning olmasıdır aslında. Ancak ülkemizde alışık olmadığımız bilim ve bilgi ışığında ilerlemekten ziyade ekonomik süreçler ve rant söz konusu olduğundan bahsi geçen Master Planning uygulaması yapılamamaktadır. Bknz. İstanbul 3. Havalimanı...

Yanıtla

Kalan karakter 1000
az sabır. ~ 7 yıl önce
biraz beklerseniz, deniz ve demir yollarından konunuzun önemini söyleyen yorumlar alabilirsiniz.belki belediyelerden bile yorum gelebilir. Sivil Havacılıktan ve de özellike thy dan bir şey beklemeyin. bizim için ne kanun ve de plan önemli.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP AZ SABIR ~ 7 yıl önce
BU YAZININ İLGİ ÇEKMEYECEĞİNİ ZATEN BİLİYORDUM.SİVİL HAVACILIĞIN İNSANLARI İNSANLAR MAAŞ, YÖNETİM, SENDİKA VB KONULARLA İLGİLENİYORLAR. BAŞKA ŞEYLERE İLGİ DUYMUYOR. NETİCETEN BANA SÜRPRİZ OLMADI.
not ~ 7 yıl önce
Sefaköy o dönemdeki adi safraköy ondan önce sofraköy ,sofra koy denmesinin sebebi 1878 osmanli rus savasinda rus askerleri bugunku sefaköyde askerlsri icin buyuk sofralar kurmus zaman icinde rus askerlerin kullandigi bu alan sofra safra sefaköye donusmustur.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP ÇETİN BEY. ~ 7 yıl önce
SÖYLEDİKLERİNİZ DOĞRU. EĞER BÖYLE BİR PLAN YAPILMIŞ OLSAYDI VE DE VARLIĞI VE İŞLEVİ KANUN İLE DESTEKLENSEYDİ, TÜRK HAVA YOLLARI BU GÜNKÜ DURUMUNDA OLUR MUYDU DERSİNİZ. ACABA 48 UÇAĞI PARKTA İKEN FALAN HAVAYOLUNDAN 2 UÇAK KİRALAYABİLİR MİYDİ. TAKİBİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER EDİYORUM.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Çetin bey ~ 7 yıl önce
Ülke olarak hangi konuda gerçek ön araştırma veya olacakları önceden öngörebilme,ona göre hareket etme,önlem alma zihniyetimiz var ki ulaştırma vs konularında da olsun ?Terör konusu mesela, dışişleri bakanı, ülkemiz zor bir bölgede diye buyurdu iyi de bugüne kadar kolay bir bölgede miydik? 35 yıldır terörle yaşayan,komşularında her daim sorun olan bir ülke isek ona göre daha dikkatli olmamız gerekmez mi? Dediğiniz gibi ülkemizi son 15 yıldır tek iktidar yönetiyor,karışan,eden de yok,yanlış yaptıklarında hesap da vermiyorlar dolayısıyla onları engelleyecek bir şey de yok. Kurumlarımızda,(istisnalar hariç ki onların da siyasi bir arkaları vardır) o kurumların içinden gelen yıllarını işlerine vermiş,tecrübeli,bilgili,vizyonu olan,öngörüsü yüksek insanlar yönetici,karar verici olamıyorlar. Hal böyle olunca da günü kurtarmayı,gösteriş,para ve çıkar için herşeyi yapmayı marifet sayan yöneticilerin var olduğu kurumlarımızdan ulaştırma ana planı vs tarzı planlar beklemek biraz hayalcilik olur.

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000