07 Mayıs 2018, Pazartesi
Servet BAŞOL
Servet BAŞOL [email protected]

Açık Yenilikler 2017



16-18 Ekm 2017 tarihlerinde Moskova’da gerçekleştirilen bu 6. oturum, 98 ülkeden 18.200 katılımcı ile her anlamda rekor kıran bir toplantı oldu. Üç gün süren iş, hükümet ve toplumla ilgili tematik oturumlarda, 650'den fazla konuşmacının sunumları gerçekleştirildi.

Dmitry Medvedev konuşmasında dedi ki;

Sayısallaşma sadece yaşam tarzımızı değiştirmez, aynı zamanda enerji, ulaştırma ve mühendislik gibi geleneksel endüstrilerde nasıl çalıştığımızı da belirler. Sayısal ekonomi bizi gerçek ve sanal duyularla da sarmaktadır. Akıllı telefonlar, mobil internet, sosyal ağ, e-ticaret ve elektronik ödemeler, modern yaşam tarzımızın bir parçasıdır. Veri işleme, tüketici davranışını tahmin etmeye ve hatta tüm pazarları dönüştüren yeni iş modelleri oluşturmaya yardımcı olur.

Michio Kaku

(Gelecekgörüşçü, City College of New York’da  Profesör)

Gelecekte bilgisayar devrecikleri (chips) nerede ise bir yokluğa mal olacak. Çöpten, geri dönüştürülecek olan kağıttan bile daha ucuz olacaklar. Temas merceğinizi (contact lenses) takıp ve sadece bir göz kırpma ile çevrimiçi olacaksın.

Ya da yapay zekayı ele alalım:

RoboDoc, herhangi bir dili konuşabilen, internete ücretsiz erişebilen ve tıbbi tavsiyede bulunan bir robot. Doktorlar RoboDoc'u asistan olarak kullanacaklar. Bu hizmeti kullanmak için belirli bir dili konuşmanız da gerekmeyecek.

Ya da herhangi bir dili konuşabilen ve yasal hizmetler sunan bir robot avukat. Bunun olacağına inanıyorum.

Bu ekonomi otomobil endüstrisinden daha büyük olacak. Arabanız da bir robot olacak. Sizinle konuşacak. Belki arabanla tartışacak ya da onunla konuşacaksın. Arabanızla park edecek veya git kendini park et diyeceksiniz. Bu kentsel ortamda bir devrim yaratacak ve artık park etme konusunda endişelenmeyeceksiniz.

Beyin, sayısallaştırılacak son hedef olacak.

Araştırmacılar zaten insan beynine hafıza indirmek ve yüklemek için deneyler yapıyorlar. Bu internet için yeni bir devrim olacak. Hisleri, duyguları ve hatıraları çevrimiçi ortamda saklamak mümkün olacak. Bu gençlerin yaşamlarını değiştirecek. İlk dans kulübünde ya da ilk öpücüğünüzde hissettiğiniz buna benzer duyguları saklayabileceksiniz. Gelecekte internete girip tüm bunları hatırlayabilecek, görebileceksiniz. Bir yerlerde sizinle birlikte olan kişilerle iletişim kurabileceksiniz.

Bu neredeyse büyü. Biz buna beyinağı diyoruz.

Biyoteknoloji aynı zamanda sayısal teknolojiye geçiyor. Burun, kulak, damar ve böbrekler oluşturabiliriz. Sirozlu hastalar ve benzerleri için karaciğerler ve benzeri organlar yetiştirilecektir.

Ekonomi de sayısallaşıyor.

Kapitalizm arz ve talebe dayanır, ancak bir şey satın aldığınızda, bir satış elemanının hile yapabildiğinden dolayı gerçeğin ne olduğunu bilemezsiniz. Sayısal ekonomide kimlerin hile yaptığını ve kimlerin uygun fiyatlara sahip olduğunu öğrenebileceksiniz. Elbette bunları temas merceklerinizle (contact lenses) görebileceksiniz. Bundan bazı insanlar kazanacak ve bazıları kaybedecek.

Kaybedecekler “aracılar” olacak.

Amazon nasıl büyüdü?

Uber nasıl bu kadar hızla gelişti?

Çünkü aracıları sayısal teknolojilerle değiştirdiler.

Siz de eğer milyarder olmak istiyorsanız, herhangi bir sanayiyi ele alın, sürtünme kaynaklarının olduğu yerlere bakın, aracıların olduğu yerler, engellerin olduğu yerler, insanların hayal kırıklığına uğradığı veya zorluklar yaşadığı yerlere. Tüm bu yerleri sayısal teknolojilere dönüştürün ve bir sonraki Amazon'u da sizler yaratın.!

http://government.ru/en/news/29668/

Ekonomistler yok olan iş kolları olduğuna katılmıyorlar, bunların yeni işlerle değiştirilip değiştirilmeyeceğini tartışıyorlar. İktisat tarihi, bize bunun olabileceğini söylüyor. Otomobil demircileri ortadan kaldırdı, ancak araba üretimi ve otoyol yapımında yeni işler yarattı.

Serbest iş kaynakları tarihi bize, her zaman bir yedek çıkış yolu bulunduğunu ve sayısal ekonominin de bundan farklı olmayacağını söylüyor.

Taş ustalığı, el emeği göz nuru gibi görünse de, altında gizli olan mühendislik (hesaplama) yetenek ve zekasını görsel hayranlığa çevirmesi ile özünden bir şey kaybetmiyor. Yukarı yarım çember bir köprü şimdi aşağı yarım çember olarak yapılmakta. Taş köprü, oldu asma köprü. Elbette o taş ustalarının sergiledikleri hesaplama yeteneğinden faydalanarak.

Bizler üniversitelerimizde hala adını bile doğru düzgün koyamadığımız havacılık ile ilgili çeşitli dallarda öğrenci yetiştirmeyi, havacılıkla ilgisi olmayan başka eğitim dallarında yetişmiş öğretmenlerle gerçekleştirmeye çalışırken, bilgi temelli değil, özel yetenekli öğrenci yetiştirmek zorunda olduğumuzu unutuyoruz. Ya da, eğitim ekonomisi, bu geçişi yapmamızı engelliyor.

Küresel gidişattan uzak, yaptığımız anlaşmalardan bihaber, çevremizi umursamaz, gelişmeleri takip etmekten yoksun, süredurumu (statükoyu) koruyarak kendimizi teknolojiye teslim edip, sonra da o teknolojinin nimetlerinden yararlanmayı düşünmek saflık olur.

İnsansız teknoloji anlamsızdır. Teknolojiyi kurmak, düzenlemek, bakımını yapmak, işlemesini sağlamak ve gerekli donanım ile gerekli verileri yüklemek için yine insana gerek vardır ki insanımız teknolojiden yararlansın, çağa ayak uydursun.

NGAP kapsamında bir eğitim politikası oluşturamadık. Hala SHGM ile YÖK, yasal bir birlikteliğe ulaşamadı. Aradan geçen onca seneden sonra bir hatırlayalım İstanbul’da neler olmuş;

24-25 Haziran 2010 senesinde İstanbul’da yapılan ECAC Havacılık Eğitim Konferansı’nda ortaya konan birkaç önemli maddeyi hatırlayalım.

1- NGAP Task Force şu üçlüyü hedefledi;

a) Yetenek bazlı eğitimi tanıtmak ve geliştirmek,

b) Tüm dünyadaki eğitimleri uyumlu hale getirmek.

c) Endüstriye çekici gelecek yol ve yöntemleri bulmak.

2- Mart 2010 senesindeki NGAP Sempozyumunda tartışılan konulardan;

a) Modern eğitim teknolojilerinin kullanılmasına imkân sağlayacak hukuki düzenlemelerin altyapısını hazırlamak,

b) Artmakta olan çok gelişmiş teknolojilerin yeni yöntemler ile ihtiyaca cevap verecek şekilde eğitime uyarlanmasını sağlamak,

c) Üniversite eğitim programlarının güncellenmesi ve NGAP (Task Force) Görev Gücü tavsiyeleri doğrultusunda yapılanması.

3- Personel Yetkilendirme çerçevesinde

a) Eğitim önceliğinin Pilot ve Teknisyenlere ve devamında Hava Trafik Kontrolörleri ve Uçuş İşletme Uzmanlarının da eğitime dahil edilmesine,

b) Eğitimdeki uyumun küreselleşmesi için ICAO’nun bu seferberlikte öncülük etmesinin,

c) Bir sonraki neslin şu an içinde bulunduğumuz şart ve değerler manzumesi içerisinde olmayacaklarının vurgulanması.

4- Temel sosyal konuların iş dünyasını, değerlerimizi ve kişisel anlayışımızı değiştirmekte olduğunu artık görmeliyiz.

5- Zaman değişiyor, bizde uyum göstermeliyiz.

APH-1110

Tüm bu sorumlulukları kimler, hangi oranda yerine getirdi?

Gidişattan memnun muyuz?

Montreal, Canada, 1 – 4 Mart 2010 tarihinde gerçekleşen NGAP Next Generation of Aviation Professionals Symposium’da ortaya konan “niyet” ile ilgilenmeli ve geleceği ona göre yapılandırmanın gayreti içerisine girmeliyiz;

“The intent of the symposium is to propose specific actions in two areas: to update and modify the regulatory environment in order to improve the effectiveness and efficiency of training and education”

APH-1120

Eğitim;

Okulda öğrenilen her şeyi unuttuktan sonra geriye kalandır.

Einstein

www.servetbasol.com

 

Açık Yenilikler 2017

Yorumlar

Şk ~ 6 yıl önce
Çok güzel bir makale , Servet Bey Uçuşiarımızda , Üniversitelerin Sivil Havacılık bölümlerinden gelenlerde gözlemliyoruz yazdıklarınızı. Acaba oralarda kimler ne öğretiyorki; Geriye kalan hiçbir şey yok.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Havva Özserçe ~ 6 yıl önce
Hem bu yazınızı, hem sitenizdeki pekçok paylaşımınızı okudum, çok değerli bilgiler paylaşmışsınız, öncelikle farklı pek çok konudaki bilginize çok saygı duyduğumu belirtmek isterim, ilgimi çeken pekçok değerli yazınız var, bir başlıkta UHUK2014'teki Sivil Havacılık eğitimi başlıklı özet sunumda, "YÖK'ün verdiği hiçbir diplomanın SHGM tarafından onaylanmadığını" belirtmişsiniz, özel üniversitelerde açılan Sivil Havacılık fakültelerindeki pekçok bölüm bu konuyu ancak girdikten sonra net olarak öğreniyor, ve kayıt olduğu bölümün vaadettiklerinin tamamen bir aldatmaca olduğuna duygusuna kapılıyor, şöyleki ; bu sorunlar halledilecek diyen bölümlerde görev yapan öğretim üyeleri yazınızda da belirttiğiniz gibi havacılıkla ilgisi olmayan başka eğitim dallarında yetişmiş öğretmenler, yabancı dil olayı yeterli şekilde üzerine düşülmeyen durumda, hal böyle olunca çocukları eğitim hayatlarının sonunda hüsran bekliyor, biz ailelere ne önerirsiniz, sesimizi nereye duyuralım? Tecrübelerinize güvenerek bize bir yol gösterir misiniz?

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000