14 Ağustos 2017, Pazartesi
Çetin ÖZBEY
Çetin ÖZBEY [email protected]
  • İyi yöneticidir. Her hükümet değişikliklerinde aranan adam oluyor. Yerini muhafaza etme kabiliyeti kesinlikle ikili ilişkileri iyi kullanmasından değil aranan, nitelikli adam olmasında kaynaklanıyor. Torpille, kayırmacılıkla yakından uzaktan alakası yoktur. Gücünü aldığı eğitimden, bilgi, beceri ve çalışma başarısından aldığından kimsenin şüphesi olmayacaktır. Din-iman, dümen holding ile hiç işi olmadı. Fetö ile ilişkileri bile iyi idi, seviyeli idi. Gücün nereden geldiğini ve ne kadar olduğunu çok iyi sezerdi. Her devirde başarılarını korudu. İyi yönetici, uyumlu insan başarılarının devamını dilerim. İsim vererek kendisini hedef göstermek istemem, değerli insan yolun açık olsun Allah'ın (c.c) nazarı üzerine olsun. Ahirette de bu milletin imkanlarını kullanmaktan dolayı en küçük bir sorumluluk duygun olmasın, sen bu üstün becerilerinle bunları hakediyorsun. Yolun açık olsun, bu makamlar senin için küçük makamlar
  • Kellim kellim la yenfahl derdi rahmetli dedem. Kaleminizi/klavyenizi boşa yormuşsunuz. Bu ülkeden başarı hikayesi çıkmaz. Yazdıklarınızdan kimse hisse kapmaz. Bilgiye, tecrübeye ve çalışma azmine kimsenin itibar ettiği yok. Ne bildiğinden ziyade kimi tanıdığın bu ülkede her kapının anahtarı.
  • Köyden Yen'i geldim,Türkçeyi zor konuşuyorum prezantabl bir yapımda yok ,hatta yapım Yok,etliye sütlüye karışmam,akşama kadar alkış tutabilirim,tk ya müdür olurmuyum ?
  • Southwest bu konuda "hire for attitude train for aptitude" yaklaşımını benimseyerek, muazzam bir atılım gerçekleştirmiştir. Su anda Havacılık sektöründe çalışan memnuniyeti en yüksek havayollarından bir tanesi olmasını, bu yaklaşıma borçludur. Umarım ülkemizde de yakın zamanda uygulanabilir.
  • Torpil hava yollari
  • Torpil olmadan bir yere gelemessin, liyakat araniyorsa secim ile adaylari secelim mudur olsunlar
  • Ülkemiz gibi spordan sanata devlet kurumlarından özel sektöre heryere siyaset bu kadar rezilce sokulursa kalitesi zaten belli olan toplumumuzdaki ahlak,etik,onur,hakkaniyet gibi değerlerin yerine para ve çıkar alır. Ülkemizin en büyük sorunlarından biri de okumuşla okumamış arasında kültürel ve zihinsel hemen hiçbir farkın olmamasıdır. Okuyan da çıkarı için her yol mübah diyor,haklının,doğrunun değil güçlünün,zenginin,iktidarın her daim yanında olmayı marifet sanıyor,günahı,ayıbı normalleştiriyor okumamış da. Biz,insanlarımızı siyaset nedeniyle birbirine kutuplaştırdıkça,düşman ettikçe,gerçek ve doğru eğitime,adalete,eşitliğe,hakka,hukuka önem vermedikçe,torpile,hemşehriciliğe prim vermeye devam ettikçe,kul hakkını utanmadan yedikçe ileri gitmemiz mümkün değil, gidemiyoruz da zaten ve yüce Allah da hergün bizi cezalandırıyor,kızdığımız,öfkelendiğimiz ancak icadına,parasına,turistine herşeyine muhtaç olduğumuz batıyı ödüllendiriyor ama kimse ders almıyor ne yazık ki.Saygılar,hürmetler.
  • Sakal tamamda adalet varmı önemli olan o sakal bırakmayla olsaydı
  • Uçagı televizyonda görmüş adamlara yöneticilik verirsen olacağı belli
  • Thy özelleşmedigi siyasi olduğu sürece burdan bi cacık olmaz.Burayı yüzde sekseni sadece maaş kapısı olarak görüyorlar.yüzde yirmiside hamal gibi çalışıyor

THY: Emirleri Eksiksiz Uygulayacak Çakma Yöneticiler Aranıyor

Bir okurun maili beni hayli düşündürdü.  Gönderen arkadaşım, “siz üst yönetimlere yakın oldunuz. İyi kötü bilirsiniz? Bu terfian atamalar nasıl yapılıyor? Bu insanları nasıl seçiyorlar. Hadi ben kötüyüm. Herkes mi kötü? Bu insanları neden kimse benimsemiyor? Diyelim ki, özel kuruluşlarından biz anlamayız, oraların şartlarını bilmeyiz. Ya devlet kokusunun üzerine sinmiş olduğu bizimki gibi sözde özel firmalar. Patronlar, atanmışlar işyerini sabote ediyorlar. Veya güvendikleri kişiler istihdama yönelik sabotajın dik alasını onlar adına yaptıkları atamalarla gerçekleştiriyorlar. Sanki gazeteye ilan verilmiş ve yönetici aranması için verilen ilanda “ emirleri uygulayacak çakma, sanal yöneticiler aranıyor, hiçbir işe yaramayacak olanların müracaatları değerlendirilecektir denmiş gibi” Vb, Vb.   ( Yazının başlığını bu cümleden çıkarttım )  Mektubun tümünü buraya almıyorum zira devamında isimler yer alıyor. Ve okurum tüm çalışanların üzerinde birleşeceğini tahmin ettiğini söylediği isimleri satırlara dökmeden önce bu yöneticileri davranışlarının çalışanlar üzerinde yarattığı menfi etkiler ile tarif ediliyor.” Hangi Yöneticilerin isimleri mi yer alıyor bu haykırışta? Çalışanları kurumdaşlıktan kopartan, insanları şirketten ve yaptığı işten soğutan kişilerin isimleri. Senelerdir her türlü dalkavukluğu yaparak bulundukları koltuğa yapışan ve insanların ileriyi görmelerini engelleyen mobbing ustalarının isimleri. Emir kulu olmaktan ileriye gidememiş, dışarıdan bakılınca arkalarındaki destek nedeni ile dev gibi görülen cücelerin” isimleri. vb. vb”. Güzel toparlanmış bir anlatım. Yalnız dikkat ettim bu arkadaşımızın anlatımında THY ile ilgili genelde ifade edilen serzenişlerin hiçbir yer almıyor (?). Ayırımcılık, kayırmacılık vb. vb. Vakıa, şirkette ayırımcılık yapılacak kimse kaldı mı?   . Bu konuyu THY’nin mevcut sistemi içerisinde ayrı olarak değerlendirmek gerekir.2003’ den önce THY mensubu olan çalışanlardan kaç kişi kaldı ki, kimi kimden ayırsınlar. Bana göre hayır.

Sahi, aklıma gelmişken sorayım.  2016 yılı Fetö fırtınasında THY’ nda işten çıkartılan 211 çalışanın kaç tanesi 2003 öncesi işe girmişti acaba? % 50’si desem az mı sizce?  Bu 2003 öncesinin tortularından kıyıda köşede saklanıp şirkette kalmayı beceren birileri var mı halen? Bu gün başta olanlar onları işe almadıklarına göre, tüm Fetöcüler THY’ na 2003 öncesi yöneticilerce kabul edildiler belli ki.  Bu günkü yöneticiler onları tanımıyorlar. Aramasına arıyorlar ama tanımadıkları için (? ) şirket içindeki Fetöcüleri bir türlü bulamıyorlar.  ( ? ) Bu arada 211 eski çalışanın  % 97’si THY’ na karşı açtıkları davayı kazanmış. Dosyaları Yargıtay’a gitmiş. Öyle söyleniyor.

Maili gönderen sayın arkadaşım, meraklanmayın. Özel sektörde de durum farklı değil. Aynıya yakın. Personel devir hızı hayli yüksek olup, hakiki yüzdenin saklandığı bir işyerinde çalışıyordum. Eminim ki reel yüzdeyi patronlardan bile bir şekilde saklıyorlardı. Ben devir hızı yüksek olan şirketlerin personel alımı esnasındaki IK aşamalarda hata yaptıklarına inanırım. O zamanda aynı şeyi söylerdim. Tabii ki İnsan Kaynaklarının başındaki şahıs buna itiraz ederdi. Daha doğrusu bunu anlamazdı. Evet değerleri uygun insanları seçmezler, daha sonra işe aldıkları insanı kurumun değerlerine ( ? ) uygun hale getirmeğe çalışırlardı. Seçim ölçütlerindeki öncelik sıralamasına hiç dikkat etmezler veya yanlış değerlendirirlerdi. Uzun bir süre bunu anlatamadım. Konuyu hep kişiselleştirdiler nedense. Sonuçta ya çalışan işten ayrılır veya yönetim tarafından gönderilirdi. Seneler sonra bu hakikatin kokusunu Sn. Baltaş’ın yazısından duyunca tabii ki mutlu oldum. İnşallah IK’nın bu üstün yöneticileri Sn. Baltaş’ı takip ederler ve dağarcıklarına bir şeyler koyabilirler. Buna ihtiyaçlarının olduğunun farkında değillerdir. Bu günde durumun farklı olmadığını söylüyor çalışanların bir kısmı.

Evet, Yöneticilerden genelde neden mutlu değil çalışanlar?  Şirkette işe giriş aşaması sorunlu. Adaylar arasında İyi bir değerlendirme yapılmıyor bu süreçte. Gelişi güzel kabuller iyi bir kadro oluşturulmasına engel.  Ve de bu gün personelin şikâyetçi olduğu idareciler işte bunların içinden seçiliyor. Takdir yetkisini elinde tutanlar ise mevcudun iyisini seçme konusunda özürlü. Bu durumda bazen tepeler dışarıdan yönetici ithal ediyor. Buda haliyle ayrı bir sıkıntı yaratıyor çalışanlar arasında. Vb. Sonuçta hiçbir çalışan ileriki günlerini düşünemiyor, göremiyor.

 Her ne ise şimdi gelelim sanal yöneticilerimize. Çalışan bir kişinin yönetici olması için üstlerinin onu tercih edip, tepedeki kutuya ismini yazması yeterli mi? Değil. Yine de seçilen bu çalışanın maaşı ve sosyal imkânları artacaktır. Emrinde görev yapan çalışan miktarı da haliyle fazlalaşacaktır. Belki bir sekreter onun iş yaşamını düzene sokmak üzere görevlendirilecek ve belki de kullanımına özel bir araç tahsis edilecektir. Uzun yıllar memur olarak çalışan Çetin artık Çetin Bey olmuştur. Tüm bunlara rağmen Çetin’in halen yönetici olmadığı gerçeği herkesin ağzında olacaktır. Nedeni açıktır. Zira kuruma ve çalışanlara yön verebilen, çalışanların güvendiği ve arkasından gidilmeye değer bulduğu lider yöneticiler bir gurubu takım yapabiliyorlar.

Ne tuhaf değil mi? Kurumun sahibinin veya vekilinin görevlendirmesinin yeterli olmadığını ve yönetici olabilmek için astların onayının gerekliliğini konuşuyoruz. 

İş yaşamının başarıya ulaşmakta en önemli faktörlerinden biri çalışan grubunu takım haline getirecek olan düzgün, eğitimli ve kaliteli yöneticiler olduğu açık. Peki; bu yöneticiler nereden seçilmeli. Bu günkü çalışanlar grubunun içinden tabii ki. İşe kabulden başlayan hatalar zinciri çalışma süresi boyunca da süregeldikten sonra bu arkadaşlarımızdan ne beklenebilir ki? Kaldı ki, yukarıda da ifade ettiğim gibi bu çalışanlar içerisinden en iyisini seçmek gibi bir uğraş içinde değil tepedekiler. Alkış tutanlar, yalakalık üstatları revaçta tabii ki.

Evet; Uzun süre kurumda çalışmış, manevi açıdan dürüstlüğü ile temayüz etmiş, birlikte çalıştığı insanlara bir şeyler katabilecek, vizyon sahibi, kendi duygularını anlayıp isimlendirebilecek, başkalarının duygularını anlayabilecek, çevresindekilerin ve kendisinin olumsuz duygularını yönetme ve denetleme kabiliyetine sahip, emir verme yetkisine sahip olmadığı çalışanlara da iş yaptırabilme kabiliyetlerine sahip çalışanları yukarı tırmanmalı. ( ki son vasıflar duygusal zeka başlığı altında yer alan özellikler olup Sn. Acar Baltaş’ın yazısından alınmıştır)

Sizlere Prof.Dr. Acar Baltaşın ( http://www.acarbaltas.com/yetenek-yetmez/) “ Yetenek Yetmez “ başlıklı yazısının linkini sunuyorum. Sn. Baltaş’ı takip ederken ben bu yaşta çok şey öğreniyorum. Ve sizlere de hararetle öneriyorum. Sitedeki yazıları takip etmek ufkunuzu açacaktır. Yazının BAŞARI İÇİN GEREKENLER ve sonuç bölümlerini de müsaadeleri ile aşağıya alıyorum. Lütfen ve lütfen dikkatle okuyunuz. Hatta iki kez okuyunuz.

BAŞARI İÇİN GEREKENLER

Yetenek arayışı anlayışı; işe alımlarda zekanın, yüksek eğitim başarısının ve adayın kendisini yüksek sosyalliği ile “tuttuğunu koparan”, “geleceğin yıldızı”, “ateş gibi” göstermesine neden olmaktadır. Oysa iyi bir ekip oyuncusu olmak, işbirliği yapabilmek, çatışmaları güç kullanmadan çözebilmek, empati ve yardımseverlik kurumsal başarıya katkı için büyük önem taşır. Bu sıralanan özellikleri geliştirmek için kişinin kendi sınırlarının farkında olması, olumsuz durumlarda duygularını kontrol edebilmesi, çevresi ile ilgili farkındalığının yüksek olması gerekir.

Bunların dışında kişinin doğruluk ve dürüstlük boyutundaki değerleri, kurumsal hayatta sürdürülebilir bir başarı için en temel özelliktir ve bunları sınamadan anlamak çok zor, sistemli bir şekilde araştırmadan öngörmek ise imkânsızdır.

Jim Collins, “İyiden Mükemmele” kitabında, “doğru insanların” kurumun değerlerini paylaştığını söylemiş; şöyle devam etmiştir: “Bana, çalışanları kurumun değerlerine nasıl uygun hale getiririz, diye soruyorlar. Ben de onlara ‘bunu yapamazsınız, ancak işe alırken değerleri uygun insanları seçebilirsiniz’ diye cevap veriyorum”. Aynı kitapta Nucor Çelik İşletmeleri yöneticilerinin seçim kriteri örnek veriliyor. Bu çelik fabrikası işe alımlarını kendi bulunduğu şehirden değil, çiftliklerin bulunduğu kırsal bölgelerden yapıyor ve bunun nedenini şöyle açıklıyor: “İnsanlara nasıl çelik yapılacağını öğretebiliriz ancak onlara toprakla uğraşan insanlardaki ahlak anlayışını öğretemeyiz”. Benzer bir yaklaşımı, iş ortağımız Hogan Assessment’in CEO’su Ryan Ross, bir sohbetimizde şöyle dile getirmişti. “Neden merkezinizi bir büyük şehir yerine, ABD’nin sahillerinden uzak, Tulsa gibi küçük bir şehirde tutuyorsunuz?” sorumuza; “Tulsa bize büyük şehirlere ulaşım kolaylığının yanında, iş gücümüzü çevredeki çiftliklerde yetişen gençlerden sağlama imkânı veriyor. Bunu önemsiyoruz çünkü çiftlikte yetişen gençler sorumluluk sahibi ve güvenilir oluyor” demişti.

SONUÇ

İş hayatında bugüne kadar gözlemlerim ve okuduklarım bana; bir kurumu ileriye taşıyan ve sürdürülebilir başarıyı gerçekleştiren insanların seçim ölçütlerindeki önceliğin şöyle olması gerektiğini gösterdi: birinci öncelik, sağlam bir değer sistemine sahip olmak. İkinci öncelik, duygusal zeka başlığı altında toplanan özellikleri taşımak. Parlak bir zeka bu sıralamada üçüncü derecede önem taşıyor. Bu sıralama “parlak zekâ”nın önemsiz olduğunu ortaya koymuyor ancak diğerleriyle birlikte mevcudiyetinin beklenen sonuçları doğuracağını ortaya koyuyor. Sanıyorum Theodor Roosvelt’in sözü bu yazı için en uygun final olacaktır: ”bir insanı akıl yönünden eğitip, ahlak yönünden eğitmemek, toplumun başına bir bela yetiştirmek demektir”.

Bu yaklaşımın doğru olup olmadığını tespit için etrafınıza bir bakmanız yetecektir. Doğru açıdan bakabildiğiniz takdirde etrafınızdaki patron isteği ile organizasyondaki kutuları dolduran memur müşavirlerle yöneticilerin ayırımını yapmanız hiç de zor olmayacaktır. Üzücü ama unvanı ne olursa olsun bu müşavirlerin isim ve unvan yazılı kutular içerisinde  “ var gibi yok ” formatında sakin otururken görmeniz mümkün. Onların yöneticiliğini çalışanlar onaylamıyor ve güven duymuyorlar. Yanlış seçilen ve kutucuklarında oturarak büyüyen bir topluluk içinden seçeceğiniz yöneticiler de böyle olacaktır.

THY: Emirleri Eksiksiz Uygulayacak Çakma Yöneticiler Aranıyor

Yorumlar Tüm Yorumlar (26)

iyi yönetici ~ 7 yıl önce
İyi yöneticidir. Her hükümet değişikliklerinde aranan adam oluyor. Yerini muhafaza etme kabiliyeti kesinlikle ikili ilişkileri iyi kullanmasından değil aranan, nitelikli adam olmasında kaynaklanıyor. Torpille, kayırmacılıkla yakından uzaktan alakası yoktur. Gücünü aldığı eğitimden, bilgi, beceri ve çalışma başarısından aldığından kimsenin şüphesi olmayacaktır. Din-iman, dümen holding ile hiç işi olmadı. Fetö ile ilişkileri bile iyi idi, seviyeli idi. Gücün nereden geldiğini ve ne kadar olduğunu çok iyi sezerdi. Her devirde başarılarını korudu. İyi yönetici, uyumlu insan başarılarının devamını dilerim. İsim vererek kendisini hedef göstermek istemem, değerli insan yolun açık olsun Allah'ın (c.c) nazarı üzerine olsun. Ahirette de bu milletin imkanlarını kullanmaktan dolayı en küçük bir sorumluluk duygun olmasın, sen bu üstün becerilerinle bunları hakediyorsun. Yolun açık olsun, bu makamlar senin için küçük makamlar

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Giyabinda anonim ~ 7 yıl önce
Ya su sitede birinin giyabinda ve anonim olarak yalandigini da gordum ya ne diyeyim bilemedim. Akpli degil ama bu devirde thy'de yonetici he mi ? Yuh be ! Ulan bizim oglan diye cavustan istihbarat mustesari yapiyorlar thy mudurunu mu "liyakatli, bilgili" diye atayacaklar... siz nerede yasiyorsunuz lan ? Ayran mi kafanizi bu kadar guzel yapiyor ?
Alpha Charlie ~ 7 yıl önce
Kellim kellim la yenfahl derdi rahmetli dedem. Kaleminizi/klavyenizi boşa yormuşsunuz. Bu ülkeden başarı hikayesi çıkmaz. Yazdıklarınızdan kimse hisse kapmaz. Bilgiye, tecrübeye ve çalışma azmine kimsenin itibar ettiği yok. Ne bildiğinden ziyade kimi tanıdığın bu ülkede her kapının anahtarı.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Aranan kan ~ 7 yıl önce
Köyden Yen'i geldim,Türkçeyi zor konuşuyorum prezantabl bir yapımda yok ,hatta yapım Yok,etliye sütlüye karışmam,akşama kadar alkış tutabilirim,tk ya müdür olurmuyum ?

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Southwest ~ 7 yıl önce
Southwest bu konuda "hire for attitude train for aptitude" yaklaşımını benimseyerek, muazzam bir atılım gerçekleştirmiştir. Su anda Havacılık sektöründe çalışan memnuniyeti en yüksek havayollarından bir tanesi olmasını, bu yaklaşıma borçludur. Umarım ülkemizde de yakın zamanda uygulanabilir.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Ne diyosun ~ 7 yıl önce
Ne diyosun kardeş Türkçe konuş ,dayıya amcaya yaklaşım kazanıyor burda
Slot ~ 7 yıl önce
Torpil hava yollari

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Thy ~ 7 yıl önce
Torpil olmadan bir yere gelemessin, liyakat araniyorsa secim ile adaylari secelim mudur olsunlar

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Lakayit ~ 7 yıl önce
Burda liyakatten çok lakayiti kazanıyor,bide çenenden falan salyalar akıyorsa yaşadın
Ahmet ~ 7 yıl önce
Katılıyorum Departmanlarin başına gelecek müdürü amiri personel seçsin görelim liyakati haysiyeti yıllarını işine veren adamı at kenara birini getir hakkını gasp ettir günahtır Allaha şükürki ölümde var hesap günüde var.
maalesef ~ 7 yıl önce
Ülkemiz gibi spordan sanata devlet kurumlarından özel sektöre heryere siyaset bu kadar rezilce sokulursa kalitesi zaten belli olan toplumumuzdaki ahlak,etik,onur,hakkaniyet gibi değerlerin yerine para ve çıkar alır. Ülkemizin en büyük sorunlarından biri de okumuşla okumamış arasında kültürel ve zihinsel hemen hiçbir farkın olmamasıdır. Okuyan da çıkarı için her yol mübah diyor,haklının,doğrunun değil güçlünün,zenginin,iktidarın her daim yanında olmayı marifet sanıyor,günahı,ayıbı normalleştiriyor okumamış da. Biz,insanlarımızı siyaset nedeniyle birbirine kutuplaştırdıkça,düşman ettikçe,gerçek ve doğru eğitime,adalete,eşitliğe,hakka,hukuka önem vermedikçe,torpile,hemşehriciliğe prim vermeye devam ettikçe,kul hakkını utanmadan yedikçe ileri gitmemiz mümkün değil, gidemiyoruz da zaten ve yüce Allah da hergün bizi cezalandırıyor,kızdığımız,öfkelendiğimiz ancak icadına,parasına,turistine herşeyine muhtaç olduğumuz batıyı ödüllendiriyor ama kimse ders almıyor ne yazık ki.Saygılar,hürmetler.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP MAALESEF ~ 7 yıl önce
5 X 5. SÖYLEYECEK BİR ŞEY YOK. SAYGI BİZDEN.
Tam anlamı ile ~ 7 yıl önce
Doğru..
Aynen ~ 7 yıl önce
Katılıyorum
Sakal ~ 7 yıl önce
Sakal tamamda adalet varmı önemli olan o sakal bırakmayla olsaydı

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Kılda keranet olsa ~ 7 yıl önce
Oranda buranda bitmezdi
O şarkı bitti ~ 7 yıl önce
Uçagı televizyonda görmüş adamlara yöneticilik verirsen olacağı belli

Yanıtla

Kalan karakter 1000
... ~ 7 yıl önce
Kesinlikle katılıyorum. ;)
Yol geçen hanı ~ 7 yıl önce
Thy özelleşmedigi siyasi olduğu sürece burdan bi cacık olmaz.Burayı yüzde sekseni sadece maaş kapısı olarak görüyorlar.yüzde yirmiside hamal gibi çalışıyor

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP YOL GEÇEN. ~ 7 yıl önce
THY'NIN % 100 ÖZELLEŞMESİ ÇOK ZOR. ALLAH HAMALLARA KUVVET VERSİN.

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000