28 Ekim 2013, Pazartesi
Çetin ÖZBEY
Çetin ÖZBEY [email protected]
  • Cetin Bey, Eker Beyin emeklilik torenini mi kastettiniz hani konusma yaptiginiz?
  • Çetin beyin yazılarını çok komik buluyorum
  • mükemmel bir yazı... sizinle aynı şirket içinde bulunmaktan onur duydum. her ne kadar tanışmamış yüzyüze gelmemiş olsak da gönderdiğiniz mailleri nöbetlerimde her zaman inceler ve arastırma ruhumu yeniden canlandırırdım. şimdi ise yazılarınızı okuyarak bilgiye bilgi katıyorum. iyi ki varsınız. kitabınızı dört gözle bekliyorum.
  • uygulamalari icraatlari akil tutulmasi diye tanimlanirsa cok hafif kalir .akil tutulmasi akli olan ama arada bir kucuk hatalar yapanlar icin kullanilir.bunlarda zerrre kadar akil yok ama yinede islerini yurutup hak etmedikleri koltuklarda oturup makamlarini koruyorlar e tabi her sayin bir vadesi her saltanatin bir sonu vardir
  • cetinbey, biz kitasbı beklerken parça parça yazılar görüyoruz. anlatım o kadar güzel ki, kimbilir kitap nasıl dır diye düşünüyoruz. her neyse buna da tesekkur ediyoruz. Özgür tavşan Özlem Tun hanımın ayrlmasının nedenini bulamıyoruz. calışkanlığından başka bir şey yok. Onu neden bıktırdınıx diye soran kimse de yok. Yeni gelen ve ık böyle istedi diye gitti. Yemek vermek ise komik. Herhalde yemek verince insanların şirketten iyi olarak ayrıldığını düşünecek kadar boşlar. Şirkete yazık oldu. Artık toparlanmaz.
  • Çok güzel özetlemişsiniz Çetin abi, maalesef bu yemeklerde konuşma sırası geldiğinde hep eski güzel günleri hatırlayıp ona uygun bir şeyler söylüyor insanlar, (buna bende dahilim) aslında söylenecek daha farklı ama sevimsiz şeyler var ve hayatın gerçekleri o sözler (hayatın gerçekleri) maalesef konuşulamıyor, anın güzelliği yada büyüsüne kapılıp hayatın gerçeklerini konuşamamak çok acı, bu yazınızla hayatın gerçeklerine ışık tuttuğunuz için teşekkür ederim. Sıra sana geldiğinde bilinçli olarak dışarda olmak kişinin ortamla ilgili düşüncesini yansıtmıyor mu ? Gerçek düşünceleri anladığı-bildiği halde bu yemeği düzenleyenler bu kandırmacaya neden inanıyorlar ? Beklenti nedir sizce ?
  • Sizin Kızılderili hikayeniz varsa benimde Çinli hikayem var:)))) ?Çin'in kırsal kesiminde yaşam savaşı veren bir aile vardı. Dede, baba,anne ve çocuktan oluşan bu ail oldukça sıkıntı çekiyordu. Bir gün baba,yılların yorgunluğuyla köşesinde oturan ve artık işe yaramayan dedeyi pazar küfesine koyarak nehre gider. Nehrin kenarında oynayan çocuk babasına ne yaptığını sordu. "Büyükbaban artık bize yük olmakta onu küfeyle nehre atacağım" Çocuk heyecanla "aman baba ,küfeyi atma çünkü bir gün gelip de sen yaşlanınca nana lazım olacak der. Eeee kıssadan hisse o küfe onlara lazım olmayacakmı acaba. Ne ekersen onu biçersin.
  • akıl tutulması yaşıyorlar, ordaki hiç bir şey akılla açıklanamaz ))

KURUMSAL KABİLENİN KURUM KÜLTÜRÜ

Kurumsal Kabileye hayli bizon dersisi ve sarı toz kazandırmıştı. Aynı kabilede bulunduğumuz sırada uzaktanda olsa, işinde ciddi, işini seven, kabileye bir şeyler katmak ve kazandırmak için çalışan,sevilen, saygılı  bir kızılderili şef olduğunu görmüştük. Kabilenin başarılı olabilmesi için tüm kızıkderililerle işbirliğine hazır bir zihniyetin kabiledeki nadir temsilcilerinden biriydi ve bu özelliği Kurumsal Kabile için çok önemliydi de Kabilenin şamanı başta olmak üzere kafası çok tüylü şefler bunun farkında değillerdi. Ayrılışı nedeni ile bu şefe her zaman yapıldığı gibi dışarıda bir otlakta atış-ka başında bir gece şöleni düzenlendi. Şefin gönderilme kararını verenlerin tümü adet olduğu üzere o yemektelerdi ve kabile iyi bir savaşanını kaybetti, çok üzgünüz edasıyla yere bağdaş kurmuş, mutsuz kızılderili taklidi yaparak oturuyorlardı.

Başmimar Kabile Şamanıda Uyuyan Gölün yanında idi her zamanki gibi. Kabilenin yaşça en büyüğü olan değerli ve saygın şef Kırık Mızrak yemeğin sonunda uzun çubuklar tüttürülürken bir konuşma yapmış. Ve de özetle;  ” Güzel Şefim; ayrılışınız nedeni ile kabile kızılderilileri tarafından size gönderilen tüm tam tam mesajlarını dinledim ve hepsini bizon derisi üzerine yazdırdım. Hatıra olarak size veriyorum. Bunlar kabileden ayrılan bir savaşçı için hiçbir etki altında kalınmadan söylenen samimi duygular ile dolu  güzel sözler. Bunları dinleyince sizinle göğsüm kabardı. İşte biz öyle bir kabileyiz ki, bu denli kıymetli bir şef kızılderiliyi kabileden önce atar, sonrada kendisine bir uğurlama yemeği verir ve de bunun adına da “ KURUM KÜLTÜRÜ “ deriz. Kırık Mızrak konuyu bu şekilde özetlemiş ve şef kızılderiliye konuşma yapıp söyleyecek bir şey bırakmamış. İştirakçilerden Kırık Mızrak’ı alkışlayan olmuş mu? Bilemiyorum. Alkışlayan olsun veya olmasın, sonuçta şef Özgür Tavşan kabileden gitmişti. 

Özgür Tavşan için tertiplenen bu şölen aklıma yine kabileden uzaklaştırılan bir büyük şef için Beylik otlağında düzenlenen bir yemeği getirdi. Bu hikayeyi 2010 yılında yazmış ve Kurumsal Kabile kitabına dahil etmiştim. Bu iki yaşanmış Kurumsal Kabilenin Kurum kültürünü nasıl algıladığının en açık göstergesi.  

Dağlık yörelerden, tepelerden Kurumsal Kabile topraklarına bir hafta kadar önce inmiştim. Daha sağa sola bakma ve anlama dönemindeydim. Daha ilk günlerde, bu kabileyi ve fertlerini anlamakta zorlanacağımı açık-seçik görmüş, anlamıştım.

Yanılmıyorsam, haftanın ilk günlerinden biriydi. Kurumsal Kabile’nin en önemli ve emektar çalışanı olan ve kabilenin mali durumu ile ilgili çalışmalar yürüten kıdemli bir Şef Kızılderili ile bizim otlaklara fazla uzak olmayan bir yere gidip orada kabilemiz için yeni otlaklar aramaya gitmem gerektiği söylendi. Hayvan yetiştirmek, kış sezonunda avladığımız kunduzların kürklerini ve kabilenin kış aylarında ihtiyaç duyacağı gıda malzemelerini depolamaya uygun bir arazi bakacaktık.

Kurumsal Kabile’nin emektarı Canlı Engerek ile atları eğerlerken tanıştık. Atla Çorlu otlağına kadar uzanan bir yol gittik. Birbirini yeni tanıyan iki kişi ne konuşursa onu konuştuk yol boyunca. Arazilere baktık, dolaştık, notlar aldık ve atlarımıza Kurumsal Kabile otlağına döndük. Bu yolculukta birbirimizi fazla tanıdığımızı söyleyemem. Hepsi hepsi at üstünde; birimiz önde, birimiz arkada, zaman zaman ise yan yana bir yolculuk yapmıştık.

Dönüşte kimse bana o otlaklara gittin ama orada ne yaptın, gördüğünüz arazilerle ilgili görüşün ne gibisinden bir şey sormadı. Herhalde görevim yalnızca emektar Kızılderili Şefimize refakat etmekti diye düşünmekten kendimi alamadım. Çok sonra anladım ki o emektardan da bilgi talebinde bulunulmamış. Görev yerine getirilmişti ya, herhalde bu yeterliydi.  

Bu görevden sonra güneş yedi kere doğdu. İhtiyar heyetinden bir akşam yemeği daveti aldım. Yörenin en tanınmış yerlerinden biri olan Beylik otlağında Kurumsal Kabile’nin emektar Şefi onuruna bir yemek verilecekti. Tabii ki gittim. Yemeğe davet edilen tüm kabile Kızılderilileri yere dört köşe şeklinde oturmuşlardı. Şef Oturan Boğa ve Uyuyan Göl toplantıya alışılageldiği üzere geç geldiler. Onlar geldiğinde; Toprak Ana, Emektar Kızılderili ve Kırık Mızrak sohbet ediyor ve kabilenin kürk stokunu konuşuyorlardı. Kabilenin tüm fertlerinin emektar Kızılderiliye yaklaşımları kendisinin ne denli sevilen bir kişilik olduğunun göstergesiydi adeta. Her neyse, davetliler gelmiş ve yer sofrasındaki yerlerini almışlardı. Davetli sayısı 35-40 kişiydi. Şef Oturan Boğa, Şef Uyuyan Göl, Kurumsal Kabilenin Atası’nın kadını saygıdeğer Gök Ana, kabilenin yaş büyüğü kafası çok tüylü Şefi Kırık Mızrak  yere bağdaş kurmuş, yan yana oturmuşlardı. Bende karenin tam onların karşılarındaki tarafında, solda, en son Kızılderili olarak bağdaş kurup yere oturmuştum. Bu, Şef Kırık Marak’ı ilk görüşümdü. Kızılderililere bir üzüntü hakimdi ama Kırık Mızrak tüm gücü ile otlaktaki yemeğin neşeli geçmesi için uğraşıyor ve Kızılderilileri kaynaştırmaya çalışıyordu. Ben ise yanımda oturan, kabilenin eskisi bir Kızılderiliye, “şu kim, bu kim” diye sorup duruyordum. Biraz sonra Kırık Mızrak  “Herkes şefimiz Cansız Engerek ile  ilgili bir anısını anlatacak” dedi. Ve söz, Gök Ana’dan başladı. Gök Ana her zamanki kızılderili bilgeliği ile emektarımızın, kabilenin en zor günlerinde kendilerine nasıl yardımcı olduğunu, minnet ve teşekkürlerini sunarak Uzun uzun anlattı. Şef Uyuyan Göl ve Şef Oturan Boğa’nın da konuşmalarındaki ifadeler farklı ve değildi, geçmiş hizmetlerin anılması, teşekkür, minnet şükran vb... Takiben diğer davetliler de emektarımızın kişiliğini öven konuşmalar yaparak teşekkürlerini dile getirdiler. Belli ki Şef Cansız Engerek ile Kabilenin Ata’sının vefatından sonraki zor dönemde birlikte savaşılmıştı. Kabilenin bu günlere ulaşmasında büyük emeği vardı.

Esasen ağzım laf yapar ancak sıra bana yaklaştıkça anlatacak bir şeyimin olmadığı düşüncesi sardı beni. Arayan için çare tükenmezmiş ya, ben de çareyi kaçmakta buldum ve sessizce yanda bulunan otağa kaçtım. O sırada şimdi adını hatırlayamadığım bir Kızılderili tamtamla eşi ile haberleşiyordu.

“ Canlı. Engerek , kabilemiz için hakiki bir kayıp” anlamındaki tamtam vuruşlarını kısmen de olsa çözümleyebildim. Bu aklımı iyice karıştırdı. Bir süre sonra içeri girdim ve büyük bir memnuniyetle konuşma sıramın geçtiğini gördüm. Benden sonrakileri dinledim. Dinlerken bir insanın bu kadar sevilmesi ne kadar güzel, diye düşünüyordum. Gök Ana’nın yanında, sağ tarafında oturan son konuşmacının anlattıklarını dinlerken bir yandan da, Canlı Engerek’in ayrılışı kabilemiz için büyük bir kayıp sözünü düşünüyor ve  acaba bu toplantı neden yapılıyor, sualinin cevabını arıyordum kendi kendime. Şükür ki, Ulu Manitu yardımını esirgememişti ve yan otağa kaçarak  zor durumda kalmaktan kurtulmuştum. Nedenini bilmem ama Ulu Manitu o ara beni unuttu ve Kırık Mızrak “ Kabilemize yeni katılan Çelik Örs’ü atladık” diyerek beni adeta göl’e  itti. Keşke itmeseydi. Göl pek alışık olmadığım derinlikteydi. Ve de Kurumsal Kabilenin stiline uymayacağı kesin olan bu zoraki yüzmem, kabile’ye katıldığım ilk haftada bana hayli puan kaybettirecekti. Kafamdakileri sildim ve kendi açımdan yapabileceğim en zararsız konuşmayı anında planladım.

“Üzgünün ki, benim hiç anım yok saygıdeğer şefimizle” diye başlayıp kendisine başarılar dileyen üç beş kelime söylemek için ayağa kalktım. O anda, her zamanki gibi içimdeki Çelik Örs beni yine yendi. Hazırladığım iki satırlık konuşma aklımdan tamamiyle çıktı. Ben emektarımız Canlı Engerek onuruna verilen bu yemeğin nedenini pek anlayamadım. Kabileye bu denli faydalı olan emektar, büyük Şef  herhalde terfi ettirilerek İhtiyar Heyeti’ne alındı diye düşünürken, kendilerinin kabileden ayırıldığını öğrenmenin şaşkınlığını yaşıyor ve bu yemeğe bir anlam verimiyorum” mealinde bir şeyler söyleyerek kendisine yeni otlaklarda başarılı avlar diledim ve yerime oturdum.

O sırada nasıl becerdimse katılımcıların bana bakışlarını ve yüzlerindeki ifadeyi süratle inceledim. İki kişinin yüzünü hiç unutamam. Birincisi Şef Oturan Boğa’nın ve uyuyan Göl’ün , “Bu adamı da neden kabileye kabul ettik ki?” düşüncesinin yansıdığı yüzleri ile Kurumsal Kabilenin Atası’nın saygıdeğer kadını Gök Ana’nın “acaba gülsem mi, gülmesem mi” şeklindeki kararsızlığının aksetmiş olduğu  yüzünü...

Evet, Kurumsal Kabile çok sevilen, sayılan  bir emektarını Cansız Engerek’i kaybetmişti.. Ancak bu yemek bana pek görüşemesek veya görüşmesek de bir dost kazandırdı. Yukarıdaki kontrolsüz ama bana göre, birilerinin söylemesinin gerektiğine inandığım sözlerimi bitirip yerime oturunca, sağ tarafımdan bir ses geldi kulağıma. Bir kızılderili kadın yanıma gelerek “Kurumsal Kabile’ye iyi bir kızılderili gelmiş, sizi öpebilir miyim?” diyordu. Kimlerin ona nasıl baktığını fark edemedim. Öpüştük. Ve yanımdaki Kızılderiliye bu güzel kızılderili kadının kim olduğunu sordum. Aldığım cevap beni iyice şaşırttı. Şef Oturan Boğa’nın eski kadını olduğunu söylediler. Fazla görüşmüyoruz ama dobra, sevgi dolu, yalın ve samimi bir dost olarak kendisini kalbimde hep saklarım.

Evet; Şef Cansız Engerek  bugün büyük Şef Uyuyan Göl’ün kendi özel otlağında oturuyor ve altı ay önceye kadar bizon derilerinin satışını ve madenden çıkartılan sarı tozun gelirini hesap ediyordu..

Kurumsal Kabilenin Kültürü bu tür yemeklerin organizasyonunu zaruri kılıyordu galiba. Toplam on sene kaldım Kurumsal kabilede.Mutlu günlerimizde oldu, mutsuzluğa gömüldüğümüz koyu gri günler de yaşadık. Ama ben, Çelik Örs bu süre zarfında bu kültürü tüm uğraşmama rağmen çözümleyemedim.  Kurumsal Kabile kültürünün yaratıcısı ve bu sözü en çok kullanan Kurumsal Kabilenin eşsiz şamanı Dağ yılanı bile bu kültürün detaylarını anlatamamıştı bana. Belli ki kendisi de bilmiyor veya anlamıyordu. Belki de Kurum Kültürü onun için bu veda yemeklerinden ibaretti.

Seneler geçti. O zaman Kurumsal Kabile’den bugün dahi aklımın ermediği şekilde ayrılan emektara o zamandan bu yana yalnızca bir kez rastladım. O da, çok sevdiğimiz bir kabile büyüğü olan arkadaşımızın cenazesinin Eyüp otlağında yapılan yakılma töreninde. Beni unutmamıştı. Bir ara yanıma geldi ve “Arada bir sizi ve o yemekte söylediklerinizi akşamları çadırda eşimle konuşuyor ve halen gülüyoruz” şeklinde bir şeyler söyleyerek dostane bir şekilde omzumu sıktı ve tekrar törenin derin üzüntüsüne döndü. Kendisini saygı ile anıyorum.

KURUMSAL KABİLENİN KURUM KÜLTÜRÜ

Yorumlar Tüm Yorumlar (18)

hatirladiniz mi? ~ 11 yıl önce
Cetin Bey, Eker Beyin emeklilik torenini mi kastettiniz hani konusma yaptiginiz?

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP HATIRLAD... ~ 11 yıl önce
HAYIR KRDŞ.O KADAR ÖRNEK VAR Kİ. HEPSİNİ ANLATABİLMEK MÜMKÜN DEĞİL. İYİ HAFTA SONLARI DİLİYORUM.
Sky ~ 11 yıl önce
Çetin beyin yazılarını çok komik buluyorum

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP SKY ~ 11 yıl önce
SİZİ CANDAN KUTLUYORUM. KOMİK BULMAK İÇİN YAZIDA NE SÖYLENDİĞİNİ ANLAMIŞ OLMANIZ GEREKİR. DOĞRUSU BUNU BEKLEMİYORDUM. KENDİMİ KUTLUYORUM SİZİN GİBİLERİN ANLAYABİLECEĞİ YAZI YAZABİLDİĞİM İÇİN.
ex ops ~ 11 yıl önce
mükemmel bir yazı... sizinle aynı şirket içinde bulunmaktan onur duydum. her ne kadar tanışmamış yüzyüze gelmemiş olsak da gönderdiğiniz mailleri nöbetlerimde her zaman inceler ve arastırma ruhumu yeniden canlandırırdım. şimdi ise yazılarınızı okuyarak bilgiye bilgi katıyorum. iyi ki varsınız. kitabınızı dört gözle bekliyorum.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP EX OPS ~ 11 yıl önce
TEŞEKKÜR EDİYORUM. MAİLLERİMİN İŞE YARADIĞINI DUYMAKTAN MUTLU OLDUM. EX İFADENİZ ŞİRKETTEN AYRILDIĞINIZ ANLAMINI MI TAŞIYOR. ESKİSİ KADAR SIK OLMASADA HALEN ARKADAŞLARIMA BENZERİ MAİLLER GÖNDERİYORUM. ŞAYET [email protected] ADRESİME MAİL ADRESİNİZİ GÖNDERİRSENİZ SİZİDE LİSTEME ALMAKTAN MUTLU OLURUM. TEKRAR TEŞEKKÜRLER.
ex ops ~ 11 yıl önce
dogrudur. yeni ayrıldığım bi şirket üstelik şimdi tekrar başlamam için yeni soruşturmalar ve ifadeler alıyorlar.o kadar zayıf bir politika izliyorlar ki ne yaptıklarını, nasıl kararlar verdiklerini, ilerde nasıl bir sonuç doğuracağını hiç düşünmüyorlar kabile reisleri...o güzel maillerinizi almak beni de çok memnun edecektir. Teşekkür ederim.yazılarınızı takip etmek için artık daha cok zamanım var.
CVP EX.OPS ~ 11 yıl önce
TEMENNİ EDERİM Kİ FAZLA ZAMANINIZ OLMASIN. İŞİNİZDEN KALAN ZAMANIN KÜCÜCÜK BİR BÖLÜMÜ BANA YETECEKTİR. SEVGİ İLE KALIN.
msfr. ~ 11 yıl önce
uygulamalari icraatlari akil tutulmasi diye tanimlanirsa cok hafif kalir .akil tutulmasi akli olan ama arada bir kucuk hatalar yapanlar icin kullanilir.bunlarda zerrre kadar akil yok ama yinede islerini yurutup hak etmedikleri koltuklarda oturup makamlarini koruyorlar e tabi her sayin bir vadesi her saltanatin bir sonu vardir

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP MSFR ~ 11 yıl önce
YAKLAŞIM DOĞRU AMA İFADE HAFİF. AMAÇ MAKAM KORUMAKSA BÖYLE Mİ KORUNUR BİLEMEM.PATRON İNSANI TERFİ ETTİRİR. DAHA FAZLA ÖDER. DAHA İYİ İMKANLAR TANIR. ANCAK ÇALIŞANLAR BU İNSANI YÖNETİCİ DİYE KABUL ETMEZLERSE KENAR SÜSÜ GİBİ DURURLAR OLDUKLARI YERDE. AMA HEDEF YALNIZ KENDİ İMKANLARININ DEVAMINI SAĞLAMAK İSE, BU KARAKTERLER İÇİN SÖYLEYEBİLECEK FAZLA BİR ŞEY YOK. TABİİ Kİ HER ŞEYİN BİR SONU VAR.
uzulduk ~ 11 yıl önce
cetinbey, biz kitasbı beklerken parça parça yazılar görüyoruz. anlatım o kadar güzel ki, kimbilir kitap nasıl dır diye düşünüyoruz. her neyse buna da tesekkur ediyoruz. Özgür tavşan Özlem Tun hanımın ayrlmasının nedenini bulamıyoruz. calışkanlığından başka bir şey yok. Onu neden bıktırdınıx diye soran kimse de yok. Yeni gelen ve ık böyle istedi diye gitti. Yemek vermek ise komik. Herhalde yemek verince insanların şirketten iyi olarak ayrıldığını düşünecek kadar boşlar. Şirkete yazık oldu. Artık toparlanmaz.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP UZULDÜK ~ 11 yıl önce
BU ARA KİTAPTAN BİR İKİ YAZI DAHA OKUYACAKSINIZ. 2010'DA YAZIP SAKLADIĞIM KONU BU GÜNE UYUYOR.2013 MART AYINDA YAZDIĞIM KONU İSE HER AN GÜNDEMDE. EMİNİM KIZILDERİLİLER DAHA İNSANCIL.SABIR DEYİP BEKLEMEK GEREK. MALUM DAHA İYİSİNİ BULANA KADAR EN İYİ İŞ SAHİP OLDUĞUNUZDUR. BENDE ŞİRKETE YAZIL DİYE DÜŞÜNÜYORDUM AMA BU İNSANLARA İMKAN VERENLER DE ŞİRKETİN SAHİPLERİ DEĞİL Mİ? ONLAR DA KENDİ MENFAATLERİNİN BÖYLE KORUNAMAYACAĞINI ANLAYACAKLAR BİR GÜN.DUA EDELİM DE DAHA DA FAZLA GECİKMESİN.
Eski Dost ~ 11 yıl önce
Çok güzel özetlemişsiniz Çetin abi, maalesef bu yemeklerde konuşma sırası geldiğinde hep eski güzel günleri hatırlayıp ona uygun bir şeyler söylüyor insanlar, (buna bende dahilim) aslında söylenecek daha farklı ama sevimsiz şeyler var ve hayatın gerçekleri o sözler (hayatın gerçekleri) maalesef konuşulamıyor, anın güzelliği yada büyüsüne kapılıp hayatın gerçeklerini konuşamamak çok acı, bu yazınızla hayatın gerçeklerine ışık tuttuğunuz için teşekkür ederim. Sıra sana geldiğinde bilinçli olarak dışarda olmak kişinin ortamla ilgili düşüncesini yansıtmıyor mu ? Gerçek düşünceleri anladığı-bildiği halde bu yemeği düzenleyenler bu kandırmacaya neden inanıyorlar ? Beklenti nedir sizce ?

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP ESKİ DOST ~ 11 yıl önce
İYİ GECELER DİLİYORUM. ÇOK ŞEY ŞEKİL ŞARTINIYERİNE GETİRMEK İÇİN YAPILIYOR.KİMSENİN BİR ŞEYE İNANDIĞI YOK. BİZE DE BİR YEMEK VERDİLER. MESUT GELMEDİ. TUHAFIMA GİTTİ. KENDİSİNE NEDENİ SORDUM. CEVAP 7 SENE BU YEMEĞİ VERENLERİN EN TEPESİNE BAĞLI ÇALIŞMADIK MI ? BU SÜRE ZARFINDA BENİMLE TANIŞMAYA GEREK GÖRMEYEN BİRİNİN VERDİĞİ VEDA YEMEĞİNİ SAMİMİ BULMAM. BU NEDENLE GELMEK İSTEMEDİM. SUSTUM HATTA UTANDIM . BİR ARKADAŞIMIZ AŞAĞIDAKİ YORUMUNDA AKIL TUTULMASI YAŞIYORLAR, ORADA HİÇ BİR ŞEY AKILLA AÇIKLANAMAZ DİYOR. SÖYLEYECEK BİR BAŞKA BİR ŞEY YOK. ÖZGÜR TAVŞANIN UZAKLAŞTIRILMASINI İZAH EDEBİLMEK MÜMKÜN DEĞİL. ONU ÖNERENİN DE YAKINDA GİDECEĞİ KUŞKUSUZ.ÇARK BÖYLE DÖNÜYOR. AMA İNSANLAR GÖRMELERİNE, BİLMELERİNE RAĞMEN DEĞİŞMİYOR. BİZ ALLAH İSLAH ETSİN DİYELİM.
Ayşegül Öztopuz ~ 11 yıl önce
Sizin Kızılderili hikayeniz varsa benimde Çinli hikayem var:)))) ?Çin'in kırsal kesiminde yaşam savaşı veren bir aile vardı. Dede, baba,anne ve çocuktan oluşan bu ail oldukça sıkıntı çekiyordu. Bir gün baba,yılların yorgunluğuyla köşesinde oturan ve artık işe yaramayan dedeyi pazar küfesine koyarak nehre gider. Nehrin kenarında oynayan çocuk babasına ne yaptığını sordu. "Büyükbaban artık bize yük olmakta onu küfeyle nehre atacağım" Çocuk heyecanla "aman baba ,küfeyi atma çünkü bir gün gelip de sen yaşlanınca nana lazım olacak der. Eeee kıssadan hisse o küfe onlara lazım olmayacakmı acaba. Ne ekersen onu biçersin.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP A.OZTOPUZ ~ 11 yıl önce
KİMSE İÇİN KÖTÜ BİR ŞEY DİLEMEK İSTEMEM AMA TANRI KÜFENİN GEREKECEĞİ GÜNÜ BEKLEMEDEN YAŞAMINDA HERKESE YAPTIĞININ KARŞILIĞINI VERİYOR.BUNU DİLEMEK BEDDUA SAYILMAZ DEĞİL Mİ ?
asse ~ 11 yıl önce
akıl tutulması yaşıyorlar, ordaki hiç bir şey akılla açıklanamaz ))

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP ASSE ~ 11 yıl önce
NE CEVAP VEREYİM Kİ? MAALESEF HAKLISINIZ VE DOĞRUSUNUZ. DİLEYELİM Kİ PATRONLAR BUNLARIN ÖNERDİKLERİ KİŞİLER YERİNE AKIL TUTULMASI YAŞAYANLARI BU ÇATIDAN UZAKLAŞTIRSINLAR. ZOR AMA.

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000